Zamanın durduğu, akrep
ile yelkovanın savaşının son bulup, kıvrıla kıvrıla soluksuz bir şeklide geçmişini
akladığı zamana doğru yolculuğa çıkıyorum. Yüzlerce Aziz’in bakışları ardı
sıra bırakıp, yolumu ‘’ Vatikan Müzesi’ne’’ sabitliyorum...
Sihirli bir peri
masalına doğru kıvrılan ve taş duvarlar dibine kurulmuş , pusula misali hep
aynı yönü gösteren kaldırımlarda yol alıyorum. Rüzgarın hafif ıslıkları ile
kalbimin ritminin oluşturduğu senfoni; soluk şeklinde süzülüyor havaya...
Yolumda; '' Ayak izlerini takip edip, Sistine Şapeli'nde Adem'in Yaradılış Öyküsüne onun elleri ve gözleriyle şahit olacağım Michelangelo '' , kolumda; '' Yanımda İsa'nın
Son Yemeği'ni gözlere bir şölen ile sunan Leonardo... ''.
Taş kaldırımlı
yolları dönerken, her kıvrımı içime sızdırıyorum... Kafamı kaldırdığımda ihtişamlı
ve
bronz bir kapıdan adım atarak,
Vatikan Müzesi'ne ayak basıyorum...
Vatikan Müzesi'nin DNA sı ilk olarak Papa
Julius tarafından atılmış. Yani müze tarih kokması kadar, doğumuyla da tarihi
bir meşale ile bugüne yüzlerce ışık bırakılmış...
Müze oldukça büyük olduğundan ya girişteki
direktifleri takip ederek - ki bunlar müzeyi gezmek için dört ana renk tonuyla
bölünmüştür - yaklaşık 1,30 saatten 5 saate kadar bir gezi planı
hazırlayabilirsiniz. Biletiniz tek yönlü unutmayınız ;) Yani tek yön sistemi
ile müze gezilebilmektedir. Zaten girince ihtişamdan dönen başınızı toparlamak
adına vasıfsız yürüyeceğiniz o ilk dakikaların ardına siz çoktan o yöne yönelmiş olacaksınız...
Bu müze Roma Katolik Kilisesi tarafından
Rönesans döneminde inşa edildiğinden içerisi tarih kokmaktadır. Toplamda,
Sistine Şapeli ile birlikte 54 galeri, bir başka deyişle sala bulunmaktadır.
Müzede klasik eserler koleksiyonu, epigrafi koleksiyonu, Mısır Antik Müzesi,
Lateran Profone Müzesi Goblen Halı Galerisi, Haritalar Galerisi, Sobieski
Odası, Sistine Şapeli, Etnografi Bölümü, Etrüsk Müzesi, Modern ve Çağdaş Dini Sanat Koleksiyonu Bölümleri, Raffaello Odaları gibi bölümleri ziyaret ediyorsunuz. 53 galerinin ardından ek bir
sadaka sistemi ile de Sistina Şapeli'ne girip bu büyülü dünyada kaybolabilirsiniz.
Eğer direk Sistina Şapeli ve Raffaello Odaları’nı gezmek isterseniz girişten
yaklaşık yarım saat yürüyüp direk buraya da geçebilirsiniz. Ama duvarlar sizi
tarihin bir an'ına sıkıştırıp, anı'lar içine çekince otomatik olarak her bölümü
gezmek farz olmuş oluyor... Uygarlık tarihi sizi sanat tarihi ile öyle bir içine
çekiyor ki; ortamda bulunan tek çekim tarih ve ruhunuz oluveriyor...
Her bölüm ayrı güzel ancak ben tabikii Raffaello ve Michelengelo'nun koluna girip, içeriye öyle adım attığımdan, bu eşsiz
yerde onlara ait olan kısımları anlatacağım...
Müzenin en dikkat
çeken yerlerinden biri de ünlü merdivenleridir. Sokaktan müzelere çıkan güzel
merdivenler olan Sarmal Rampa 1932 yılında Giuseppe Momo tarafından yapılmıştır.
Sarmalında kaybolup, zamanınızı sıfırladığınız anınızı burada ufak bir fotoğraf
karesi ile sonsuzlaştırmak da cabası ;)
Adımlarımı hızla Raphael’in
Odalarına kilitliyorum. Burası, Raphael ve öğrencileri tarafından ; ‘’ Julius
II, Leo X ve Clement VII’’ adına dekore edilmiş olan dört papalık dairesini
kapsamaktadır. Stanze della Segnatura II. Julius’un ofisiydi. İlk oda olan
Satanza di Eliodoro Raphelelin öğrencileri tarafından o öldükten 5 yıl sonra
yapılmış. 1520’lerde
yapılmış Papa II. Julius’un özel dairelerinden oluşan bu kısım, Rönesans’ın en
önemli eserlerinden kabul ediliyor. Bu
oda en çok 1260’larda kuzey Lazio’da meydana gelen bir mucizeyi tasvir eden
Mass of Bolsena ile tanınıyor. Duvarlar en sevdiği konularla; hukuk, teoloji,
şiir ve filozofi öğeleri ile kaplıdır.
Doğu duvarındaki “School of Athens”
(Atina Okulu) tablosu tarihin en büyük düşünürlerini hayali bir felsefe
akademisinde tartışır ve öğretirken betimlenmiştir. Raphael görüntünün içine
kendini de resmetmiştir. Sağ tarafta, kırmızı bir pelerin ve siyah beresi ile
görebilirsiniz. Karşıdaki pencerede ise Delivarence of St. Peter
bulunuyor. Raphael’in odalarından çıkıp
en nihayetinde Sistine şapeline geliyoruz. Kötü haber içeride fotoğraf çekmek
ve kayda almak yasak ayrıca sizi sürekli uyaran bir kaç görevli var. Bu kısım
Papanın resmi olarak kendisine ayrılmış bölümü olup her yeni ruhani lider
seçiminde kullanılıyor. Şapelin duvarlarında birçok farklı ve önemli ressamın
eserlerinin olmasına karşın Michelangelo’nun 1508 de Papanın emri ile yapımına
başlayıp yalnız başına 4 yılda tamamladığı ”Işığın yaradılışı” ve ”Nuh’un Sarhoşluğu” dünyaca en çok tanınan eserlerden. Tüm bunların ardına asıl amacım
olan, Sistina Şapeline doğru adımlarım yavaş yavaş uzanıyor.
Sistina
Şapeli şüphesiz müzenin en efsanevi yeri… Şapel Papa IV. Sixtus için, 1477 ile
1481 yılları arasında yaptırılmıştır. Özellikle tavandaki Michelangelo’nun
efsanevi eserleri sizi burayı görmek için tek sebep olabilir düşüncesi ile bir
anda nikahlıyor.
Başlangıçta
tavan altın yaldızlarla süslenerek maviye boyanmış ve duvarlara Musa ile
İsa’nın hayatından sahneler çizilmiştir. Sixtus’un yeğeni, Papa II. Julius
1508’den 1512 yılları arasındaki mavi-altın rengindeki tavanı değiştirmesi için Michelangelo’yu görevlendirmiş.
Michelangelo tavan freskleri için, özel bir iskele üzerinde tek başına
çalışmıştır. Dünyanın Yaratılışı ve İnsanın Düşüşü gibi konumların betimlendiği
ana panolar eski ve yeni ahit figürleriyle bezenmiştir. İsa’nın doğumunu
önceden bildirdikleri söylenen kahinler bunun dışındadır. Bu muazzam proje için
Michelangelo bir çok Peygamberi, kahinleri ve Hz. İs’nın atalarını gözlere
değdirmiştir… Ziyaretçiler için tasarlanmış bu sahneler, günah ile ilahi
öncelikler ile ilgili önemli prensipleri konu alır. Tavanda yer alan en ünlü
sahnelerden biri Adem’in Yaratılışı Sahnesi’dir (The Creation of Adam).
1980’lerde yapılan yenileme, tavan fresklerinin beklenmedik canlı renklerini
ortaya çıkarmıştır. Sistina Şapeli’nin yan duvarlarında, Musa’nın ve İsa’nın
hayatından paralel sahnelerin betimlendiği 12 resim; Perugino, Botticelli ve
Signorelli gibi sanatçıların eserleridir. Şapel duvarlarının dekorasyonu,
1534-41 yılları arasında altar duvarındaki Son Yargı’yı ekleyen
Michelangelo tarafından tamamlanmıştır. Tavanda yer alan Adem’in
Yaratılışı sahnesi dışında, Adem ve Havva’nın Bilgi Ağacı’ndan yasak
meyveyi tatmaları ve Cennet’ten kovulmalarının betimlendiği İlk Günah, Libya
Kahini, Güneşin ve Ayın Yaratılışı sahneleri de şapeldeki önemli
betimlemelerdendir. Gözlerinizin şölen yaşadığı bu muhteşem festivalin
belkide en önemli meyvesidir burası… Kalbinizin ihtişamdan ritmi artmış
notaları, gözlerinizin eşini bulmuş misali duvardaki betimlemeler ile dans
edişinin ve ardı sıra kesilmeyen bir masalın en önemli tanığı olma hakkınız da
sizin şansınız oluveriyor…
Günün en ihtişamlı öyküsü ile bir devri kapatıyorum…
Michelengelo’yu kilitlenen kapının ardında bir sonraki görüşmeye dek ardımda
bırakarak, yüzümde ufak bir gülümseme ile çıkışa doğru ilerliyorum….
Rotamın, akrebimin ve yelkovanımın yarıştığı ‘’an’’ ları
zamanıma akıtıyorum… Kalbim ile buraya prangalanıp, ruhumu yasak bir elma ardına
Cennet'ten kovulan Adem ve Havva'ya yoldaş bırakıyorum…
Sevgilerle…
Yasemin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder